HİKAYELER
İNSANA NE KADAR TOPRAK LÂZIM…

Pahom, bir köylüdür. Toprağı az, hayalleri büyüktür. ” Biraz daha toprağım olsa, kimseye muhtaç olmam. ” der.
Ama her kazanç, daha büyük bir arzuyu doğurur. Bir gün birinden reddedemeyeceği bir teklif alır:
” Sabah gün doğumundan, gün batımına kadar yürüdüğün her yer senin olacak. Yeter ki başladığın yere, güneş batmadan geri dön. ”
Pahom, kabul eder ve yola çıkar. Her seferinde ” Biraz daha, biraz daha… ” diyerek öyle çok yürür ki, sonunda takati kalmaz. Güneşin batmakta olduğunu farkeder. Geriye döner ama daha çok yolu vardır. Nefes nefese koşar… koşar…
Tam başladığı yere dönmüştür ki, oracıkta yere yığılır. Ölmüştür. Hizmetkârı bir kürek alır, üç arşınlık bir mezar kazar. Tüm o topraklardan geriye sadece bu kadar kalır…
Kaynak: Tolstoy – ”İnsana Ne Kadar Toprak Lazım” Kitabından
HİKAYELER
RUHLARIMIZ GERİDE KALDI…

Bir Kızılderili kabilesi, yeni bir yurda doğru göç etmektedir. Günlerce, durmadan, dinlenmeden yürürler.
Kızılderili kabilesi hızla ilerlerken, yaşlı bilge kadın, birden durur!
Diğerleri bilge kadına bakar ve aceleyle sorarlar: “Neden durdun bilge kadın?”
Bilge kadın sakince cevap verir: “ Ruhlarımız geride kaldı. Biraz bekleyelim ki, bize yetişsinler.”
Kızılderili Hikâyeleri
HİKAYELER
KIZILDERİLİ REİSİ VE CIRCIR BÖCEĞİ HİKAYESİ

Kızılderili reislerinden birini, büyük bir şehre davet ederler. Bilge reis, kalabalık bir sokakta yürürken bir ses duyduğunu söyler.
Ses çok derinlerden gelen, ince bir sestir. Yanındakiler hiçbir şekilde bunu fark etmemiştir.
“ Doğa! Buralarda bir yerlerde, bir cırcır böceği olmalı! ” der bilge reis ve sese doğru yürümeye başlar.
Etraftakilerin şaşkın bakışları içinde, gider ve cırcır böceğini bulur.
Yanındakiler sorarlar:
“ Bu kadar kalabalığın ve sesin içinde, bu sesi nasıl fark ettiniz? ”
Bilge reis, cebinden bir madeni para çıkarır ve yere atar. Para, yerde çınlayarak yuvarlanır.
Kalabalığın içindeki birçok kişi bu sesi duyar ve para düşürdüklerini sanıp ceplerini kontrol ederler.
“ Gördünüz mü? ” der, bilge reis. “ Kim neye gönül verirse, onun sesini duyar. ”
HİKAYELER
DOLU BARDAK

Bir gün genç bir adam, Zen ustasının yanına gelir. ” Hayatım boyunca birçok şey öğrendim. Artık Zen’i de öğrenmek istiyorum. ” der.
Usta gülümser: ” Gel, seninle bir çay içelim. ”
İkisi de yere oturur. Usta çaydanlığı alır, bardağa çay dökmeye başlar. Çay, bardağın dışına taşmaya başlar.
Genç adam dayanamaz: ” Durun! Bardak dolu! Daha fazlasını alamaz! ”
Usta sakin bir sesle: ” Tıpkı bu bardak gibi senin de zihnin dolu. Eğer önce bardağını boşaltmazsan, sana Zen öğretilerini nasıl anlatabilirim? ”
-
TEBLİĞLER2 yıl önce
CRYSTAL ATLANTIS – AVATAR / PART 1
-
ÖZ AKIŞ VE ŞİİRLER2 yıl önce
HATIRLIYORUM
-
HİKAYELER2 yıl önce
Simurg ( Zümrüd-ü Anka Kuşu) Efsanesi
-
HİKAYELER2 yıl önce
Hz. Musa Aleyhisselam ve Hz. Hızır Aleyhisselam Kıssası
-
ÖZ AKIŞ VE ŞİİRLER2 yıl önce
EVRENİN GİZEMLİ SIRRI… BEN
-
HİKAYELER2 yıl önce
DENİZ YILDIZI
-
ETKİNLİK2 yıl önce
DURU GÖRÜ EGITIMI 4. SEVIYE
-
TEBLİĞLER2 yıl önce
YENİ YÜKSELİŞ ÇAKRALARI