Connect with us

HİKAYELER

SEVGİYİ ANLAMAK

Published

on

 

Bir gün sormuşlar ermişlerden birine.

– Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?

“Bakın göstereyim” demiş ermiş.

Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar.

Ermiş “Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz” diye bir de şart koymuş.

“Peki” demişler ve içmeye teşebbüs etmişler.

Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan.

Bunun üzerine,

“Şimdi…” demiş ermiş. “Sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe.”

Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa. “Buyrun” deyince her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, sonra karşısındaki kardeşine uzatarak içmişler çorbalarını. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan

“İşte” demiş ermiş. “Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse o aç kalacaktır. Ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır. Şüphesiz şunu da unutmayın. Hayat pazarında alan değil, veren kazançlıdır her zaman…”

HİKAYELER

RUHLARIMIZ GERİDE KALDI…

Published

on

By

 

Bir Kızılderili kabilesi, yeni bir yurda doğru göç etmektedir. Günlerce, durmadan, dinlenmeden yürürler.

Kızılderili kabilesi hızla ilerlerken, yaşlı bilge kadın, birden durur!

Diğerleri bilge kadına bakar ve aceleyle sorarlar: “Neden durdun bilge kadın?”

Bilge kadın sakince cevap verir: “ Ruhlarımız geride kaldı. Biraz bekleyelim ki, bize yetişsinler.”

Kızılderili Hikâyeleri

Continue Reading

HİKAYELER

İNSANA NE KADAR TOPRAK LÂZIM…

Published

on

By

 

Pahom, bir köylüdür. Toprağı az, hayalleri büyüktür. ” Biraz daha toprağım olsa, kimseye muhtaç olmam. ” der.

Ama her kazanç, daha büyük bir arzuyu doğurur. Bir gün birinden reddedemeyeceği bir teklif alır:

” Sabah gün doğumundan, gün batımına kadar yürüdüğün her yer senin olacak. Yeter ki başladığın yere, güneş batmadan geri dön. ”

Pahom, kabul eder ve yola çıkar. Her seferinde ” Biraz daha, biraz daha… ” diyerek öyle çok yürür ki, sonunda takati kalmaz. Güneşin batmakta olduğunu farkeder. Geriye döner ama daha çok yolu vardır. Nefes nefese koşar… koşar…

Tam başladığı yere dönmüştür ki, oracıkta yere yığılır. Ölmüştür. Hizmetkârı bir kürek alır, üç arşınlık bir mezar kazar. Tüm o topraklardan geriye sadece bu kadar kalır…

 

Kaynak: Tolstoy – ”İnsana Ne Kadar Toprak Lazım” Kitabından

 

Continue Reading

HİKAYELER

KIZILDERİLİ REİSİ VE CIRCIR BÖCEĞİ HİKAYESİ

Published

on

By

 

Kızılderili reislerinden birini, büyük bir şehre davet ederler. Bilge reis, kalabalık bir sokakta yürürken bir ses duyduğunu söyler.

Ses çok derinlerden gelen, ince bir sestir. Yanındakiler hiçbir şekilde bunu fark etmemiştir.

“ Doğa! Buralarda bir yerlerde, bir cırcır böceği olmalı! ” der bilge reis ve sese doğru yürümeye başlar.

Etraftakilerin şaşkın bakışları içinde, gider ve cırcır böceğini bulur.

Yanındakiler sorarlar:

“ Bu kadar kalabalığın ve sesin içinde, bu sesi nasıl fark ettiniz? ”

Bilge reis, cebinden bir madeni para çıkarır ve yere atar. Para, yerde çınlayarak yuvarlanır.

Kalabalığın içindeki birçok kişi bu sesi duyar ve para düşürdüklerini sanıp ceplerini kontrol ederler.

“ Gördünüz mü? ” der, bilge reis. “ Kim neye gönül verirse, onun sesini duyar. ”

Continue Reading

Trending