HİKAYELER
IŞIĞIN ÖYKÜSÜ
GÖZLERİNİ AÇTI. ETRAFINA BAKTI. NE ZAMANDIR BURADA OLDUĞUNU ANIMSAMIYORDU. KENDİNİ GÖRMEK İSTEDİ. BİR TARAFI AYDINLIK BİR TARAFI KARANLIKTI. BURASI NERESİ BEN NEYİM DİYE SORDU. BİR CEVAP ALAMADI. HAREKET ETMEK İSTEDİ… OLMADI. YORGUN DÜŞTÜ. TEKRAR UYKUYA DALDI. UYKUSUNDA ÇOK FARKLI YERLERDEN FARKLI SESLER ONU ÇAĞIRIYORDU.
AYDINLIK BEN ÖZÜM BANA GEL.
KARANLIK GEL BURADA ÖZGÜRLÜK VAR.
GÖZLERİNİ AÇTI. ETRAFINA BAKTI. NE ZAMANDIR BURADA OLDUĞUNU ANIMSAMIYORDU. KENDİNİ GÖRMEK İSTEDİ. BİR TARAFI AYDINLIK BİR TARAFI KARANLIKTI. BURASI NERESİ BEN NEYİM DİYE SORDU. BİR CEVAP ALAMADI. HAREKET ETMEK İSTEDİ… OLMADI. YORGUN DÜŞTÜ. TEKRAR UYKUYA DALDI. UYKUSUNDA ÇOK FARKLI YERLERDEN FARKLI SESLER ONU ÇAĞIRIYORDU.
AYDINLIK BEN ÖZÜM BANA GEL.
KARANLIK GEL BURADA ÖZGÜRLÜK VAR.
Bir diğeri boşver gel bize katıl. Bir başka ses hepsi boş uykuda kal, böylesi en kolayı.İçindeki ses hiç birini dinleme uyan ve hareket et yolunu bulacaksın. Kararsızlık içindeydi. Tüm bunları anlamaya çalışıyordu. Tüm bunlar neden oluyordu bilmiyordu. Ama sesler her an daha güçlü çıkmaya başladı. Sesler çoğaldıkça içindeki ses az işitilir olmuştu. Arada bir kalk diyordu. Uyan. Tüm bunlar bir rüya. Sesler daha gür çıkmaya başlamıştı.
Ve rüya bir kabusa dönmüştü.
Ne yapacağını bilmiyordu. Nasıl uyanacağını bilmiyordu. Bir gün sordu nasıl uyanabilirim. İçindeki ses ona hemen yanıt verdi.
Hatırlayarak.
Nasıl? Ses çıkmadı.
Bekledi. Dilinde hatırla sözcüğüyle. Anıları gözden geçirmeye başladı. Herhalde geçmişi hatırlamam gerekiyor. Geçmişe yolculuk etti. Tek tek her bir anıya gitti. “Bana ne öğrettiniz?” Her biri ona anlattı uzun uzun.
Öğrendiklerini bilmeye başladı.
Bildikçe sesler daha fazla çıkmaya başladı.
“Sen delisin.”
“Kaçırdın.”
“Boşversene hepsi yalan. Neden uğraşıyorsun.”
Kafası iyice karıştı. İçindeki sese döndü. Ben şimdi ne yapacağım. Cılız bir sesle yanıt geldi.
Artık geri dönemezssin.
Bir kere başladın.
Uyan.
Peki nasıl uyanılır? Tanrım nerdesin? Yardım et!
Gücü kalmamıştı.
Bilmiyordu.
Her taraftan bir ses geliyordu.
Sesleri susturabilse belki uyanabilirdi. Ama nasıl susturacağını bilmiyordu. Arada bir kendini iyi hissettiğinde kesin sesinizi diyordu.
Yeter artık.
Hep bir ağızdan gülüyorlardı. Bizi susturmanın tek bir yolu var.
Uyan.
Tanrım nasıl? Okuyorum deniyorum dinliyorum.
Yakarmaya devam etti. Okumaya öğrenmeye deneğimlemeye. Fakat her biliş kafasını karıştırmaktan başka bir işe yaramıyordu. Bir şey yapması gerekiyordu. Ne olduğunu bilmediği. O halde bildiklerinden yola çıkmalıydı. Okumayı kesti. Deneyimlemeyi de. Beklemeye başladı.
Her nasılsa öğrenmek isteği şeyleri sonrada öğrenebilirdi. Sonra kitaplarda uyan diyordu. Çok şey öğrenmişti. Bildiklerini toplamaya başladı.
Deneyimleri ve bilgileri bir araya topladı. Tümü uyan uyan diyordu. Herkes gibi. Sesler azalmaya başladı. İçindeki ses kuvvetlendi.
“Özüne dön.”
Uyan.
Gözlerini açtı. Evet işte bu kadar uyanmak için gözleri açmak. Dört tane gözü olduğunu fark etti henüz üçü açılmıştı. Ruhun aynası olan gözler. Bilince açılan üçüncü göz. Bedeninde bir göz olduğunu fark etti. Hep duyduğu bir şeydi yıllarca kalp gözü gönül gözü. Üç göz kendiliğinden açılmıştı. Aniden açılmıştı. Ama hâlâ tam uyanamadığının farkındaydı. Bekledi. Sormaya devam etti. Nasıl? Bu kez onu açmak için tekrar öğrenmeye başladı.
Okudu, düşündü, konuştu.
Açılmıyordu. Beklemeye devam etti sabırla her halde zamanı gelmedi. Tek tesellisi buydu.
“Her şey zamanında gerek.”
Bir gün iki göğsünün arasında bir ışık parlamaya başladı. Bu şimdiye kadar gördüğü en büyük gözdü. Elmas gibi parlıyordu. Gözü açılmıştı. İşte bu dedi sevinçle ayağa kalktı uyanmıştı. Kaynağa geri dönebilirim. Bir adım attı.
Kendini sonsuz karanlığın içinde buldu.
Ne yani ama ben dedi… Hayalkırıklığıyla. Hani uyanmak kaynağa ulaşmaktı? Kandırıldım. Her şey yalanmış.
Hüznünden ağlamaya başladı. Ağlarken bir şeyi fark etti. Her göz yaşı bir ışık oluyordu. Ağlamaktan yorgun düştüğünde tekrar uykuya daldı. Rüyasında Cennet’i ve Cehennem’i gördü. Aslında her ikiside aynı yerdi. Adına Dünya denilen bir Gezegen. Ben oraya gideceğim. Cennet’e. Varlığımı oranın tam bir Cennet olmasına adayacağım. Hayaller kurmaya başladı. Hayallerinin arasında çeşitli görüntüler girmeye başladı. Yine onunla dalga geçiyorlardı.
“Sen kendini ne sanıyorsun. Sen delisin. Gel bize katıl. Bak karanlık özgürlüktür. Bizler her istediğimizi yaparız. Çünkü kimse bizi görmez ve tanımaz.” İçindeki ses “sakın yapma karanlığa teslim olma bu herşeyin sonu olur. çok çaba sarf ettin.”
Peki ne yapmalıyım? Korkuyorum.
“Korkma bak etrafına çok sayıda ışık var. Senin gibi onlarda varlıklarını sürdürüyorlar teslim olmamışlar. Hayallerinden vaz geçme. Hatırla.”
“Yine mi?” diye inledi. “Şimdi neyi hatirlayacağım?.”
“Cenneti.” Dedi içindeki ses. Karanlikta parlayan ışıklara seslendi: Bir şey yapalım.”
Biri, “bu kader ne yapabiliriz”. Diğeri, “Boşver varlığı devam ettir. Sana ne.” “Seni anlamıyoruz .”dedi bazıları.
El ele tutuşmuş gruba döndü. Biz mutluyuz. Aramıza kimseyi almayız. Yabacılar giremez. Ama ben yabancı değilim ki? Gelin birleşelim daha fazla ışık olursa yolumuzu kolay buluruz. “Unut bunu” dediler. “Öyle bir yer yok.”
“Ama ben gördüm!” dedi üzgün bir sesle. Karanlığın ortasında bir kahkaha patladı. “Komik bu ya orayı gören yok bu mümkün değil. Sen hayal görmüşsün.”
“Eğer öyleyse bu emin olma duygusu nerden geliyor.” Diye sordu içindeki sese. “Onları dinleme.” dedi ses. “Aramaya devam et.”
“Off!“ dedi “Ne zaman biter bu arayış!”
“Bittiğinde anlarsın.”
Etrafına bakındı ilerde daha parlak ışıkların olduğunu gördü. Birinin yanına gitti. “Nasıl?” diye sordu. O cevap verdi. “Ben hep böyleydim.”
“Beni alır mısın?.
“Olmaz seni neden alayım? Sen küçüksün. İhtiyacım yok.”
“Ama benim ihtiyacım var. Korkuyorum.” Arkasını döndü. Tekrar ağlamaya başladı. Gözyaşları yine ışık saçıyordu. Ne garip diye düşündü. Etrafında bir hâle oluşmaya başlamıştı. İlerde parlayan ışığa gitti belki. Nasıl diye sordu.
“Biz birleştik” dediler hep bir ağızdan.
“Beni de alır mısınız?”
“Tabii ama özünden vazgeçersen. Burda ayrı ses çıkmaz hep bir ağızdan konuşuruz. Bizi bir arada tutan bu.”
“ Ama vazgeçersem ben olamam ki.”
“Sen bilrsin. Her şeyin bir bedeli var.”
İçindeki ses hayır bunu yapma dedi. Çok çaba verdin. Bunun için mi? Çok yorgunum. Ve ne yapacağımı bilmiyorum. Yine ağlamaya başladı. Hâlesi daha da büyüyordu. Yine garip geliyordu. Hâlenin büyümesi için ağlamam mı gerekiyor. Kendini zorladı. Ağlamak istedi olmadı. Her şey ne kadar zor. Nasıl oluyordu. Kafası karışmıştı yine. İlerde çok büyük ve parlak bir ışık gördü. Diğerlerinden farklıydı. İşte buldum. Bu olmalı. Yanına gitti.
“Nasıl?”
“Kendini parlatarak” dedi.
“Bu en zor olanı ama en kalıcı olanıdır.”
Neden diye sordu.
“Çünkü bir çaba sonucu ve tek başına yaparsın.”
“Peki daha kolay bir yolu yokmu?”
“Var ama herkes aynı yoldan geçse, aynı olur. Aynılık yaradılışın özüne aykırıdır.”
Başindan geçenleri anlattı. Evet dedi.
“Amaç kaynağa ulaşmak değildir. Amaç karanlıkta ışık olmaktır. Bu nedenle kaynağa varamazssın. kaynak senin içinde zaten. Kendini parlatmaya devam et.”
Bu nasıl olur. ben ne yapacağımı bilmiyorum. Ağlamaya başladı.
Ve karanlığın en koyu olduyu yere gitti.
Korktukça, incindikçe daha çok ağladı.
Ve ağladıkça büyüdü.
Gözleri ağlasa da
İçi gülüyordu.
İnternetten derlemedir.
HİKAYELER
SEVGİ ÜZERİNE HİKAYE
HİKAYELER
ANNE
Güneşin ateş diski selvilerin yüksek dallarının arkasına gitmekteydi. Yakıcı rüzgar sık zeytin yapraklarını kıpırdatıyordu ve havada ince ve nazik ilk çiçek ve otların aromatik kokuları yayılıyordu. Uzakta ufuk çizgisinde kırmızı– mor kayalar yükselmekteydi, sayılamayacak kadar çok boğazda tapınaklara dönüştürülmüş tanrı evleri ve mihraplardan yükselen tören dumanı yavaşça kararan gökyüzüne doğru yükseliyordu. Yüce sırrı bilen sessiz gece dünya üzerine iniyordu.
HİKAYELER
SENİ ELLERİMDE TAŞIDIM…
Melek insana dönmüş ve şöyle demiş;
– Sana senin hayatını göstermemi ister misin?
– “İstiyorum” demiş insan.
Melek onu Dünyanın ötesine kadar çıkarmış ve insan kendi hayatını yan yana giden iki çift iz olarak görmüş…
-Benimle beraber olan da kim?
-
HİKAYELER6 ay önce
Hz. Musa Aleyhisselam ve Hz. Hızır Aleyhisselam Kıssası
-
HİKAYELER6 ay önce
Deniz Yıldızı
-
HİKAYELER6 ay önce
Simurg ( Zümrüd-ü Anka Kuşu) Efsanesi
-
TEBLİĞLER6 ay önce
CRYSTAL ATLANTIS – AVATAR / PART 1
-
SAĞLIK6 ay önce
İçinde Şifa Saklı !
-
ETKİNLİK6 ay önce
DURU GÖRÜ EGITIMI 4. SEVIYE
-
SAĞLIK6 ay önce
FİZİK BEDENİN SAĞLIĞI NEYE BAĞLI
-
ÖZ AKIŞ VE ŞİİRLER6 ay önce
PEKİ YA SEN?