İlim ne güzel şeydir. Kalpten kalbe, Dilekten dudağa, Dudaktan sevdaya damlayan, AŞK kokan ATEŞ. GERÇEK’i semalarda arayanın nice kavrulduğu, Küllerini ahenkle savuran rüzgarla BİR OL’anın,yandığı YÂR....
Şimdi ve Burada… Zamanın atımı An’da. Şimdi’de yükseliyor ve tahtına oturuyor Merkaba… Yol’a birçok Yol, ancak tek bir kapı var. Eşikte bekleyenler… Esas Sırat tam o...
Titreşim Işık ile örülüyor, sese dönüşüyor. Şimdi kalbinin sesini duyuyor musun? İnanç ocağı gürül gürül yanıyor… Ahh, o ulvi ateşe girmeyeli ne kadar uzun zaman oldu!...
Gökyüzü derin…Gökyüzü anlamlı. Binbir renkte göz alıcı parlak. Eğer O’nun gözlerinde Erirsen, EL verir sana Bu ışıklarda kaybolmak. Bir gülüşü var; Kaybolmaya, unutmaya ; Sonra yeniden...
Tüm gökleri, tüm yaradılışı, BÜTÜN var oluşu, gözlerinde dünyaya parlatan, Yüce Gönül Sultanı Ve satır aralarında gizli sırlarının kitabı ! O – Plan’ın yegâne elçisi, O...
Bir şarkıdır akan göklerden, sesi ilim dolu, ilmik olmuş… Dinledi gönlüm o sesi, girdi ruhuma sır oldu, şarkı oldu, sis oldu. Daldım bilginin derinliğine, mutluluk...
Bir haykırış eden var ki aranızda… Ne için dua ediyorsunuz bir bakın? Şükretmeyi bilmez misin İnsanoğlu? Sen ki; unuttun, unutmayı seçtin… Her şey olasılıklar dahilinde...