Connect with us

HİKAYELER

YOL TARİFİ

Published

on

 

Adamın biri, ilk defa geldiği yerde bir adres arıyordu. Bulmakta zorlanınca, bir marketin önündeki arabaya yanaştı ve arka koltukta oturan çocuğa dönüp:

— Buraların yabancısıyım evlat, dedi. Parkın hemen yanındaki fırını arıyorum. Dediklerine göre, buraya çok yakınmış.

Küçük çocuk, arabada tek başınaydı. Pencereyi en sonuna kadar açtıktan sonra:

** Ben de sizden farklı değilim, dedi. Buralara ilk defa geliyorum. Ailemle birlikte seyahat ederken, alışveriş yapmak için bir mola verdik.

Adam, arabanın yanından ayrılırken, küçük çocuk onun arkasından seslenip:

** Size yardım edemedim, diye özür diledi. Ama bana kalırsa, parkı bulmak için sağa dönmelisiniz.

Adam, çocuğun da yabancı olmasına rağmen bunu nerden anladığını sordu. Küçük çocuk, biraz mahcup bir ifadeyle:

** Ihlamur çiçeklerinin kokusunu duymuyor musunuz? diye sordu. Zaten kuş sesleri de oradan geliyor.

— İyi ama! diye atıldı adam. Bunlar parktan değil de, belki tek bir ağaçtan geliyordur.

** Tek bir ağacın kokusu bu kadar kuvvetli değildir, dedi çocuk. Birkaç kuşun sesi de bu kadar yükselmez. Parka sık sık gittiğim için biliyorum. Hem derince bir nefes alırsanız, fırından yeni çıkan mis gibi ekmeklerin kokusunu duyarsınız.

Adam, denileni yapmak için derin nefes alırken, çocuğun kör olduğunu fark etti. Ve biraz şaşırdığından, konuşurken sözlerini yarıda kesti.

Küçük çocuk, bu durumlara alışıktı. Kısık bir sesle:

** Üç yıl önce kaza geçirdim, dedi. Gözlerimi bu yüzden kaybetmiştim. Sizinkiler sağlam, öyle değil mi?

Adam, sağ yola dönerken:

— Bundan artık emin değilim, dedi. Emin olduğum tek şey, benden çok daha iyi gördüğündür.

Cüneyd Suavi

HİKAYELER

RUHLARIMIZ GERİDE KALDI…

Published

on

By

 

Bir Kızılderili kabilesi, yeni bir yurda doğru göç etmektedir. Günlerce, durmadan, dinlenmeden yürürler.

Kızılderili kabilesi hızla ilerlerken, yaşlı bilge kadın, birden durur!

Diğerleri bilge kadına bakar ve aceleyle sorarlar: “Neden durdun bilge kadın?”

Bilge kadın sakince cevap verir: “ Ruhlarımız geride kaldı. Biraz bekleyelim ki, bize yetişsinler.”

Kızılderili Hikâyeleri

Continue Reading

HİKAYELER

İNSANA NE KADAR TOPRAK LÂZIM…

Published

on

By

 

Pahom, bir köylüdür. Toprağı az, hayalleri büyüktür. ” Biraz daha toprağım olsa, kimseye muhtaç olmam. ” der.

Ama her kazanç, daha büyük bir arzuyu doğurur. Bir gün birinden reddedemeyeceği bir teklif alır:

” Sabah gün doğumundan, gün batımına kadar yürüdüğün her yer senin olacak. Yeter ki başladığın yere, güneş batmadan geri dön. ”

Pahom, kabul eder ve yola çıkar. Her seferinde ” Biraz daha, biraz daha… ” diyerek öyle çok yürür ki, sonunda takati kalmaz. Güneşin batmakta olduğunu farkeder. Geriye döner ama daha çok yolu vardır. Nefes nefese koşar… koşar…

Tam başladığı yere dönmüştür ki, oracıkta yere yığılır. Ölmüştür. Hizmetkârı bir kürek alır, üç arşınlık bir mezar kazar. Tüm o topraklardan geriye sadece bu kadar kalır…

 

Kaynak: Tolstoy – ”İnsana Ne Kadar Toprak Lazım” Kitabından

 

Continue Reading

HİKAYELER

KIZILDERİLİ REİSİ VE CIRCIR BÖCEĞİ HİKAYESİ

Published

on

By

 

Kızılderili reislerinden birini, büyük bir şehre davet ederler. Bilge reis, kalabalık bir sokakta yürürken bir ses duyduğunu söyler.

Ses çok derinlerden gelen, ince bir sestir. Yanındakiler hiçbir şekilde bunu fark etmemiştir.

“ Doğa! Buralarda bir yerlerde, bir cırcır böceği olmalı! ” der bilge reis ve sese doğru yürümeye başlar.

Etraftakilerin şaşkın bakışları içinde, gider ve cırcır böceğini bulur.

Yanındakiler sorarlar:

“ Bu kadar kalabalığın ve sesin içinde, bu sesi nasıl fark ettiniz? ”

Bilge reis, cebinden bir madeni para çıkarır ve yere atar. Para, yerde çınlayarak yuvarlanır.

Kalabalığın içindeki birçok kişi bu sesi duyar ve para düşürdüklerini sanıp ceplerini kontrol ederler.

“ Gördünüz mü? ” der, bilge reis. “ Kim neye gönül verirse, onun sesini duyar. ”

Continue Reading

Trending