İlk kurgu alanının sapma göstermesi ile frekansının kırılması ile meydana gelen düşük frekanslı alanlar; düşük, yüksek ve kırık frekanslı – birbiriyle bağlantılı olmayan alanların tezahürü, hastalık olarak tezahür eder. Bu alanlar, insanın etrafındaki alanlardır. İnsanın bu dünyaya, Aura alanı hariç, bir yansıma alanı vardır. Sadece Aura alanı ile bir İnsan, Dünyada var olamaz. İnsanın Dünyada bir madde yansıması olarak almış olduğu ayrıca başka bir Alan da mevcuttur. Bu, “başka bir alan” dediğimiz şeyi, Maddede Mevcudiyet Alanı olarak tasavvur edebilirsiniz. Bu kırık alanları oluşturan, İnsanın kendisidir. Düşünceleri, fikirleri veya eylemleri ile kendi Aura alanına yansıtıp, Aura alanından da Maddede mevcudiyet alanına yansıyan bir takım kırıklıklar, frekans düşüklükleri olmaktadır. İnsanın ilk bu Maddeye düştüğü andaki alanı kırılmış olduğundan, kırık alanlardan tekrar Aura alanına geri yansıyan, Aura alanından da bedene yansıyan, “hastalık” olarak adlandırdığınız lezyonlar mevcuttur. Bu lezyonlar daha sonra DNA alanınıza kodlanır (sizin Aura alanınızın içerisinde, mevcudiyet alanınızın içinde bir DNA alanınız var ve bu DNA alanı sayesinde oraya kırıklık olarak kodlanır; DNA Gen merdiveni kırıklığı oluşur ve siz de hastalık potansiyeli taşımaya başlarsınız. Yani, Genetik Hastalık dediğiniz kavram böyle bir şeydir.) Peki bunu nasıl tamir edebilirsiniz? Bunu, alanları tamir ederek, alanlara yüksek frekanslı enerjiyi – buraya geldiğiniz anın alanını oluşturmaya / yamamaya çalışarak, alandan DNA’ya ve Aura alanınıza yansıtmaya çalışarak tamir eder ve o tamir etmiş olduğunuz bütünlüğü, ŞİFA’yı kazanmış olursunuz.

Kendinizi ilksel, buraya gelmiş olduğunuz şekliniz ile tamamlamış olursunuz. O yüzden önce alan arıtma gerekir. Alan arıtma, aslında alanı TAMAMLAMADIR.

Şifa dediğimiz şey ise; alanı tamamladıktan sonra onu DİKMEKTİR. Diktikten sonra DNA’ya yansıtmak, DNA’ya yansıttıktan sonra o, Aura Alanı’na yansıtıyor ve sonra bizim et bedenimize yansımaktadır.

Tebliğ: Zehra Usanmaz